DİĞER
Bilge Karasu'nun 1950'lerde Forum dergisine yazdığı sergi tanıtımları ile resim ve heykel eleştirilerinden birkaçını sunuyoruz...
“Tamiri Mümkün konser filmine protez hafızalar bakış açısıyla yaklaştığımızda, filmin farklı yerlerde yaşayan, konsere ilişkin farklı deneyimleri olan insanlar arasında dijital teknolojiyle kolektif bir geçmiş yarattığını hissederiz. Bu kolektif geçmişin uzun zamandır içinden geçtiğimiz dar zamanlarda terapötik bir yanı da vardır elbette.”
“Yeşil Yeni Düzen, yaygın benzetmeye başvuracak olursak 'büyümenin motorunu değiştirmeyi' hedefliyor. Daha temelden bir eleştiri ise, küçülme yazınından geliyor: Küçülmeyi savunan yazarlar, yeşil bir motorla bile olsa büyümenin yine büyüme olacağını ve zaten ekonominin asıl sorununun büyüme bağımlılığı olduğunu belirtiyorlar."
“Peki ya hatırlamak her zaman kurtarıcı meleğimiz miydi? Bazen de azabımızın yegâne sebebiydi. Tıpkı bunca çiçeğin içinde böğrümüze oturan, soluğumuzda düğümlenen hatıraların varlığı gibi…”
Haziran ayının ilk vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Türkiye’deki şarkıcı filmleri hangi ara, nasıl oldu da korkunç bir Türk gotiği ihtiyacını karşılar hale geldiler? Müslüm, Dilberay, Bergen?"
"Karanlık Yüz'de Mankell resmî polis tahkikatını izleyerek refah devleti cephesinin arkasında karanlık bir şeyler olduğuna işaret ediyor. Olay örgüsünün merkezinde ise biraz alkolik, biraz kilolu, şekeri hayli yüksek, esrarı çözmeden bırakmayan, insani özelliklerini yitirmemiş, sevilen bir polis var: Kurt Wallander."
"90 yıllık uzun ve üretken bir yaşam sürdü dört yıl önce yitirdiğimiz John Berger. Roman, şiir, deneme, sanat eleştirisi ve portreler yazdı. Her ne yazarsa yazsın, sanatı ve yazını insanı sağaltan, onun direncini artıran bir edim olarak gördü. Var olanı resmetmek/anlatmak, ona göre umudu teşvik etmekti. Sanat, her şeyden önce bir ‘direniş’ti."
İnsan, göç eden bir canlı. Çoğumuzun ailesinde şu ya da bu nedenle ve şu ya da bu biçimde göç etmiş, etmek durumunda kalmış birileri var
Madam Marta Amati’nin hikâyesi, bu topraklarda bir Yahudi olarak yaşayan Rita ile bir Ermeni olarak yaşayan Berge’nin hikayesiyle iç içe geçiyor...
Şairin veya romancının yazdıklarıyla kişiliği arasında doğrudan bir bağlantı kurmalı mıyız, yoksa, “bunlar nasıl olsa edebiyat” perspektifinin gerisine sığınıp çabucak bu ihtimalden uzaklaşmalı mıyız?
Şerhh şiir ve eleştiri dergisinin yedinci sayısının dosya konusu: John Berger. Dosyadan tadımlık bir bölüm yayınlıyoruz...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık